غافل

دمی سرگرم این، سرگرم آن، غافل منم من
چو این نکته به جان و دل خرم، آسوده ام من
زمین، دریا، هوا، جا و مکان جمله تویی تو
مرا از این همه فانی، یکی باقی، تویی تو
اگر روزم ز سر تا شب به غفلت پا گذارم
فرا آید شبی نو، تا سحر سر بر گریبانت گذارم

Sır

Sır aşikar olmaz meğer
Aşkın şarabından eğer
İçsen görürsün gördüğüm
Görmek bu aşuba değer

Meleğim

Bu iki beyti yine yazmalıyımdır meleğim
Nefesi sözlere aktarmalıyımdır meleğim

Bu işin kürdü de yok, türkü de yok
Arap, acem, hepsi yalandır meleğim

Bu yalanlarla bizi hep ayırırlar
Seni benden, beni senden meleğim

Bizi düşman kılıp asude olurlar
Ama her şey, sonu vardır meleğim

Bu dövüşler, bu savaşlar, bu ölümler
Bir sabah uyandığında bitecektir meleğim

Geriye toz bile kalmaz göreceksin
İzleyen sen olacaksın meleğim

Ne olursak olalım, bu can emanet
Vereni bizleri hep izleyecektir meleğim

?

Döndür bizi, dondur bizi ** Oldur bizi, öldür bizi

Âdem miyiz yoksa adem ** Yazdır bizi, aksın kalem

 

 

Ferda

* Ferda gelir, günler geçer, aşk bir bela imiş meğer

* Dersin gidersin, hep sorarsın ortalardaymış meğer

* Durmak gerek gitmek değil, bakmakla olmazmış meğer

* Ferda gider, ferda gelir, aşkın yüzü yokmuş meğer

* Cismin duyar, ruhun gider, aşkın sesi yokmuş meğer

* Aşkın sesi olsa bile, cismen duyulmazmış meğer

* Dersin gidersin, hep sorarsın bi habermişsin meğer

* Sürat gidince, aynada surat görünmezmiş meğer

* Dersin bakarsın aynaya, aşk böyle birşeymiş meğer

Istanbul The Great

Just a couple of days ago, a blast rocked one of the most beautiful and highly visited parts of Istanbul and unfortunately it took about ten people’s lives. I was actually passing through a nearby neighborhood at that exact moment and quite obviously I heard the blast loud and clear. It took just a few minutes for all the news outlets to start covering that horrific incident. While I was reading through the news articles and watching the whole thing unfold in the media, I started thinking about Istanbul, this magnificent jewel of a city and its broken heart.

Continue reading “Istanbul The Great”

باقی

دست را تیغ زنم باز همان حس لطیفت باقیست

چشم را شویم و سیمای پدیدار توام تکراریست

چاره کار مجانین سفر از غمکده ها نیست دریغا

قرص کامل شده ماه به هر دور و دیاری باقیست

Dediler

Soru sordukça bu iş zorlaşıyor, bakma unut, takma bırak,

dediler. Ben seni buldum diye artık ne gerek var, sus unut,

dediler. Bu tesadüf olamaz, biz bu cisimler değiliz demek isterdim ama, aaahh,

dediler. Başka bir yerde seninle sevişirken, seni gördum, o değildir,

dediler. Kafir oldum, bana mümin dediler.

Kayboldum

Sen ben biz derken beni sıfırla bir arasında kaybettim. Kayboldum. Bulaştın sıfırlarıma birlerime, üzerime yazdın kendini, seni ben yaptın beni sen. Kayboldum. Ben mi senim sen mi bensin derken uyandım birden bire. Birden sıfıra. Kayboldum. Hiç yokmuşum sensiz. O kadar sıfırmışım ki birleşince anladım. Kayboldum. Biz mi seniz sen mi bizsin derken anladım. Sen bizsin biz sensin, ben sıfır sen birsin.

Way

Don’t be afraid, there will be so much in the way
We have us, no need to run, no need to pray
Love is our light, love is our map in this way
Leave all behind, all emptiness will fade away